6 Temmuz 2012 Cuma

Bir kadın, hiç erkek..

Bir kadınla tanıştım bir zaman..
Günbatımı gibiydi, güzeldi, esmer ve huzurlu..
Her geçen zaman, bizi birbirimizle daha çok zaman geçirdiğimiz
zamanlara getirmişti..
Beni böyle seviyordu..
Olduğum gibi, olduğu gibi, öylesine..
Bende onu sevdim sonra..
Birlikte geçirdiğimiz her gecenin sabahı bir önce ki gecenin
sabahından daha aydınlık, daha güzeldi..
Geceleri yemek yerdik, içki içerdik..
Konuşurduk hayatla alakalı, umutlardan, hayallerden, kadınlardan,
erkeklerden, ondan ve benden bahsederdik..
İlginçtir ki hiç geçmişimizi konuşmazdık, ne zaman bahsi edilse hep
özet geçerdik..
Birimiz sarhoş oldukça, diğerimiz ayılırdı..
Götü toplardık yani..
Sigara içmezdik..
Odası vardı, benim aldığım masa lambasıyla aydınlatırdık..
Kitapları, mavi dolabı ve siyah perdeleri..
Loş ışık severdik ikimizde..
Böylece bakışlarımız daha derin, yüz hatlarımız daha belirgin,
tenlerimiz daha pürüzsüz olurdu..
En çokta omzunda ki o parlaklığı severdim..
Nice yazmışlıklarım vardır o omuza.. Her neyse..
Onun da bende sevdiği şeyler vardı elbette..
Ne olduğunu hala bilmiyorum ama seviyordu işte..
Böyle film gibi, şarkı gibi yok yok büyü gibi bir şeydi yaşananlar..
Hep sorduğumuz bi soru vardı..
'Biz n'olucaz?.'
Sonra birbirimize dokunmaya başladık..
Yaşantımıza dahil olmaya, yer yer varlığımızı dirsek temasına kadar getirdik..
Sonra tam olmaya başladığımızı zannederken, bir şeyler oldu..
Bir gökgürültüsü, şimşekler, bardaktan boşalırcasına yağmur, kalabalık
bir şehir, ıslak caddeler, kaçan insanlar, trafik ve kornalar falan..
Tam bir arbede anlayacağın..
Farkettik ki camın öte yanlarındayız.. Karşılıklı..
Arada ki camdan süzülen yağmur damlaları var, yüzlerimizi buğulandıran..
Bir zaman romantik geldi bu bize..
Güzel güzel gülümsüyorken ona sevdiğimi söyledim..
Tepkisizdi.. Duymamıştı..
Tekrar ettim..
Gülümsedim ve seviyorum dedim..
Yine tepki vermedi..
Canımı sıkmaya başlamıştı bu durum..
Sonra ben bağırmaya başladım..
O, ben bağırdıkça duymamaya başladı..
Bazen susup, izlemeyi tercih ettim..
Dudaklarını okumaya çalışsamda yapamıyordum..
Gürültü artıyor, görüntü daha da buğulanıyordu..
Sonra o kadın ve ben.. Uzaklaştık..
Birden bire oldu bu, ben de dahil tüm şehirle birlikte zaman durmuştu..
O yoktu..
Geriye kalan sadece hatırladıklarımdı..
Eşyalarını, kıyafetlerini, omzu düşük beyaz t-shırt'ini ve aldığım
masa lambasıyla çekip gitmişti..
Başka bir şehirdeydi ve gelmeyecekti..
Sonra çok üzüldüğüm anlar oldu..
Yaklaşık sekiz ay kadar sürdü alkolle harmanladığım bu ağır
depresyonel yaşantım..
Bir sabah erkenden bölündü uykum..
Su içmek için kalktım ve aynanın önünden geçerken fark ettim kendimi..
Işığı yaktım ve yüzüme uzun uzun baktım..
Bir şeyler değişmişti..
Saçlarım, bakışlarım ve duruşum..
O sabah anladım işte her şeyi..
O güzel kadın beni değiştirmiş, hayatıma şekil vermiş, beni kendisinin
istediği gibi bir adam yapmaya kalkmış ve başaramamıştı..
Ortaya çıkan şekilsiz beni de hiç beğenmemişti..
O kadından sonra böyle oldu işte..
Birayi daha çok sevdim..
Çok fazla kitap okudum ve yeni şarkılar keşfettim..
Ne yapsam eski bana bir türlü erişemedim..
Ara sıra onunla ilk öpüştüğümüz caddeden geçiyorum da heyecanlanıyorum..
Kim bilir.. Belki bir gün kendini de değiştirip bu yeni bana yeniden getirir..
Hayat durmadan bize rica edipte kıramadığımız devinimlerle dolu..

Başka yer, başka zaman, başka kişiyle, aynı değişimlere..

1 yorum:

  1. çok güzel ve içten bi yazı beni de aldı götürdü çok güzel anlatmışsın bravooo:..

    YanıtlaSil