12 Nisan 2012 Perşembe

ölememek..

Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamayı seviyordu.. Değer verdiği şeyler
genelde kendisine fayda sağlayacak şeylerdi.. Yani bir filmi sırf iki
bileti tek bilet fiyatına alıyorsa izlerdi.. Boktan bir saç modeli
vardı.. Beyni küçük yaşta akmış olmalıydı,kızlar hakkında ki tek
düşüncesi apış arasıydı.. Et peşindeydi.. Cebinde ki üç kuruşla
yaptığı felsefenin haddi hesabı da yoktu.. Dış görünüşüne özen
gösterirdi ama içi beş para etmezin tekiydi.. Dertli ve yalnız olduğu
dönemlerde arayıp sorardı insanları,mutlu oluduğunda hiç kimse
umurunda olmazdı.. Tanrı'ya dualarında bile her zaman çıkarlarını dile
getirir,bir yolunu bulup üstesinden geldiğindeyse şansına değil de
tanrıya şükrederdi.. Bir gün bambaşka birisiyle karşılaştı..
Karşısında daha önce hiç görmediği kadar zor ve akıllı biri vardı..
Geçmişinde ki tüm sevgililerini öldürebilmiş bir kadın.. Belki de
kadın bile değil daha fazlasıydı.. Kadının fazlası zaten şeytanın ta
kendisiydi.. Ve marka giyinmeyi severdi.. Gücünün yettiğini
süründürür,gözünün gördüğünü ise öldürürdü.. Bu kez kadın da
zorlanabileceğini düşünmüştü.. Aslında beceremeyeceği türden bir adam
değildi karşısında ki ve o'nun için çocuk oyuncağı bile değildi.. Ve
adam daha kadının gözlerine bakıp '-merhaba!' dediği an çuvallamıştı..
Farkına varmalıydı oracıkta ancak doğası gereği bunu yapamıyordu..
'-selam. Ben gabriella.' dedi kadın.. Kırmızı rujuyla kamufle ettiği
silahlarının arasından çıkan bu kelimeler,çoktan adamın damarlarına
enjekte olmuş bir zehire dönüşmüştü bile.. Ve yaklaşık 14 yıldır can
vermeyi bekliyor adam.. Kadın terkedeli 13 yıl olmasına rağmen.. Hiç
unutmuyorum apartmanın merdivenlerinden inerken,hk-33 ün sesini
andıran topuklu ayakkabılarının sesini.. Koşar adım.. Uçarcasına..
Kararlı.. Ve son sözü olan o hoşçakalı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder